İbrahim KARAGÜL: IŞİD Türkiye’yi vurabilir

IŞİD, esir aldığı Ürdünlü pilot Muaz Kasesbe’yi, bir kafesin içinde yakarak öldürdü. Bu vahÅŸet gösterisi karşısında dünyanın nutku tutuldu. Ürdün Kralı Abdullah çıldırdı, “onları bitirinceye kadar, mermilerimiz ve yakıtımız tükeninceye kadar saldıracağız” dedi.

“Eyvah” dedim o an, Ürdün’ü tuzaÄŸa çekiyorlardı çünkü. Pilotun öldürülme biçimi tamamen Ürdün’ü provoke etmeye dönüktü ve Kral yemi yutmuÅŸtu. Ürdün, IŞİD üzerinden savaÅŸa çekilecek, istikrarsızlık bu ülkeye ihraç edilecekti.

Saldırılar baÅŸladı, birkaç gün haber oldu, Ürdün kamuoyu teskin edildi ve ortam sessizleÅŸti. Muhtemelen Kral, IŞİD’i tek başına yok etmeye gücü yetmeyeceÄŸini biliyordu ya da tuzağı görmüÅŸ, bataklığa çekildiÄŸini anlamıştı. Ancak Ürdün için IŞİD tehlikesi hala devam ediyor.

Çünkü bütün bölgede örgütler üzerinden bir senaryo uygulanıyor, geleceÄŸin bölge haritası üzerinde taslak çalışmaları yapılıyor. Bu yeni duruma ısrarla dikkat çekmeye çalışıyorum ancak yeterince anlaşılabildiÄŸi kanaatinde deÄŸilim. Çünkü Türkiye’de herkes, genelde tek bir örgüt, tek bir olay veya ülke üzerinde yoÄŸunlaşıyor, haritanın tamamını görmekten uzak bir seyir izliyor. Bu da, yaklaÅŸan büyük tehlikeyi, istikrarsızlık fırtınasını anlamamızı zorlaÅŸtırıyor.

Bir örnek daha vereyim:

Mısır Libya’yı neden vurdu!

Yine IŞİD, 12 Åžubat’ta 21 Mısırlı Kıpti’yi kaçırdı. Ardından bu 21 kiÅŸiyi öldürdü ve infaz görüntülerini servis etti. Kıptiler, Mısır nüfusunun önemli bir bölümünü teÅŸkil ediyor. Hüsnü Mübarek’i deviren olaylar baÅŸlamadan hemen önce, ülkenin her tarafında bombalar patlamış, Müslüman-Hristiyan veya Arap-Kıpti iç savaşı çıkarmak için ortam hazırlanmıştı. Daha sonra bu bombaları patlatanların Ä°srail istihbaratına mensup kiÅŸiler olduÄŸu ortaya çıktı, tutuklamalar oldu.

Mısır tarihinin ilk demokratik dönüÅŸümünü askeri darbe ile durduran Cunta lideri Sisi, IŞİD’in bu görüntüleri servis etmesinden sonra Libya’ya saldırdı. Mısır savaÅŸ uçakları, Libya’da belirlenen mevzileri vurdu, intikam saldırıları baÅŸlattı.

Muammer Kaddafi’nin devrilmesinden bu yana kaostan kurtulamayan Libya’da bir yandan örgütlerin gücü artarken diÄŸer yandan ABD destekli emekli General Halife Hafter öne çıkarılıyor. Hafter ile Sisi arasındaki dayanışma ise oldukça dikkat çekici. Sözü gelmiÅŸken not edeyim, bu gidiÅŸ Libya’nın parçalanmasına kadar uzanacak gibi.

Sisi Libya’yı bombalamakla yetinmedi, BM’ye çaÄŸrı yaparak bir uluslararası koalisyon istedi. Ayrıca Ä°talya’ya Libya’yı birlikte vurma önerisi getirdi.

Buradan iki sonuç çıkıyor: Mısır; ABD ve Avrupa’nın desteklediÄŸi askeri darbe ile demokratik dönüÅŸümü ÅŸimdilik durdurdu. Arkasındaki bu güçler, bölgenin demokratikleÅŸmesinden büyük tehdit hissetmiÅŸ olmalılar ki, cunta yönetimini bölgede model olarak öne çıkarmaya baÅŸladı. Mısır tipi yönetim tarzı, bölgenin diÄŸer monarÅŸilerine de oldukça uygun bir yapıydı. Çünkü bu yönetimler, demokratik tehdidi ortadan kaldırmak için bütün bölgede etkili olan Müslüman KardeÅŸleri bir uluslararası konsensüs ile tasfiye ederken IŞİD gibi bir yapılanmanın önünü alabildiÄŸine açtı.

IŞİD üzerinden büyük bir tuzak kuruldu

Yine aynı noktaya geldik. Örgütler üzerinden bölgesel senaryonun Mısır/Libya ayağı bu ÅŸekilde belirginleÅŸiyor. Buradan ÅŸunu söyleyeyim: Her ne kadar Cunta yönetimi, bu hareketiyle IŞİD’e karşı Batı’nın desteÄŸini aldığını düÅŸünüyorsa da, o da Ürdün gibi tuzaÄŸa çekiliyor. Bir taraftan Sina’daki çatışmalar diÄŸer taraftan Libya üzerinden baÅŸlatılan savaÅŸ senaryoları Kahire’yi örgütler üzerinden istikrarsız bir alana sürüklüyor.

ABD ve Avrupa ne mi yapıyor? Hem IŞİD üzerinden Müslüman KardeÅŸler’in etkisini kırıyor, bu yönüyle bölgenin baskıcı rejimlerinin gözüne giriyor, bir yandan da aynı rejimleri IŞİD üzerinden çözmeye dönük bir program uyguluyor.

Dikkat edin, Suriye’de etkin olan örgüt hemen sonra Irak’ta bir numaralı belirleyici güce ulaÅŸtırıldı. Ardından Ürdün’e ve Lübnan’a yöneldi. Åžimdi Libya ve Mısır bölgesinde etkili oluyor. Çok yakın zamanda Yemen’de ve birkaç ülkede daha bunu görebiliriz. Finali ise S. Arabistan olacaktır. Riyad yönetimi, Müslüman KardeÅŸler düÅŸmanlığı yüzünden hem IŞİD üzerinden hem de Ä°ran tarafından tuzaÄŸa düÅŸürüldü bile.

Müslüman KardeÅŸler kuÅŸağı  IŞİD kuÅŸağına dönüÅŸtürüldü

Yıllardır “Sudan’dan Suriye’ye tadar Müslüman KardeÅŸler KuÅŸağı” diyerek, bölgesel deÄŸiÅŸimin motor gücünün Müslüman KardeÅŸler olacağını yazdım. Çünkü bu geniÅŸ coÄŸrafyada, varolan rejimlere muhalif tek ve en güçlü yapı onlardı. Garip biçimde ABD, Avrupa ve bölgedeki rejimler, Müslüman KardeÅŸleri bütün bu bölgede tasfiye etmeye baÅŸladılar. Bu boÅŸluÄŸu aynı bölgeye yayılan IŞİD doldurur oldu.

MüthiÅŸ bir plan bu..

21. yüzyıla dönük derin bir proje. Özgürlükçü muhalefet yerine ÅŸiddet ve dehÅŸeti öne alan bir örgüt veya anlayış bütün bölgede kitleselleÅŸtiriliyor. CoÄŸrafyanın uyanışı, dönüÅŸümü, aydınlanması bu ÅŸekilde kör bir karanlığa mahkum ediliyor.

Örgütler üzerinden coÄŸrafyayı istikrarsızlaÅŸtırma, kaosa sürükleme, ülkeleri ve toplumları çözme, ayrıştırma tehlikesine dikkat çekiyorum. Çok büyük bir tehlike geliyor, maalesef pek kimse bunun farkında deÄŸil. Mesele IŞİD deÄŸil, bu örgüt üzerinden bir anlayışın, bölgesel ölçekte bir çözülme stratejisinin uygulanıyor oluÅŸudur.

Örgütün yeni hedefi Türkiye olacak

IŞİD’in ilk hedefi Åžiiler’di. Suriye ve Irak’ta Ä°ran etkisine karşı harekete geçmiÅŸlerdi. SünniliÄŸi kullanıyorlardı. Bir anda strateji deÄŸiÅŸti, örgüt Sünni Kürtlerin üzerine yöneltildi. Bu, ÅŸaşırtıcı bir durumdu ve ÅŸu ana kadar bu deÄŸiÅŸikliÄŸin saÄŸlıklı bir açıklamasına rastlamadım.

Åžimdi, ilk söylemem gerekeni son söyleyeyim: Bütün bölgeye yönelen IŞİD’in Türkiye’yi de vurması kuvvetle muhtemel. Açıkçası yukarıdaki haritadan hareketle ben böyle bir saldırı endiÅŸesi taşıyorum. Önümüzdeki aylarda, IŞİD’in Kürtlere yöneltildiÄŸi gibi, Türkiye’ye de yöneltileceÄŸini, Türkiye’yi de hedef alacağını düÅŸünüyorum.

Birileri Türkiye’yi bu örgüt üzerinden sınayacak. Herkes çok dikkatli olmalı...

YENÄ°ÅžAFAK